‘Murat Göğebakan: Kalbim Yaralı’ filmi, 2014 yılında vefat eden sanatçı Murat Göğebakan'ın hayat hikayesini anlatıyor. Film, sanatçının doğum anıyla başlıyor. Murat Göğebakan'ın hayatı, annesinin hamilelik sırasında geçirdiği bir operasyon sonucu sağ bacağında kalıcı bir sakatlıkla doğmasıyla başlar. Bu fiziksel zorluk, onun müziğe ve kendine uzaklaşmasına neden olurken, müziğe olan tutkusu derslerini aksatmasına sebep olur. Bir gün müzik dükkanında çalışırken 7 yaşındaki kardeşi kaza sonucu ölür, bu trajik olay ailesi tarafından Murat'ın sorumluluğuna yüklenir ve Murat bu vicdan azabıyla müziğe küser. Kuzeni Senem, onu bu dönemde teşvik eder, ilişkileri romantik bir boyuta evrilir ve evlenirler Konservatuvar eğitimini tamamladıktan sonra Murat, barlarda şarkı söyleyerek ve öğretmenlik yaparak hayatını kazanmaya başlar. Bir kaset teklifi üzerine İstanbul'a gider, ancak kaset satışlarından beklediği başarıyı elde edemez. Bu süreçte ikinci eşi olacak Selma ile tanışır ve ilk eşinden ayrılır. Müzik kariyeri boyunca ödüller kazanır, konserler verir ve çok satan albümler yapar, ancak ekonomik zorluklarla mücadele etmek zorunda kalır. 40 yaşında lösemi teşhisi konur, ancak tedavi sonucunda kanseri yener. "Kanseri yendim, ihaneti yenemedim!" diyen sanatçı, tedavi sürecinde eşi Selma'nın kendisini aldattığını öğrenir ve bu ağır hayat koşullarıyla birlikte ikinci kez kansere yakalanır ve 45 yaşında yaşamını yitirir. Ardında birçok albüm, yüzlerce beste ve milyonlarca hayran bırakır.
‘Başka Bir Hayatta’, farklı yollara savrulan iki çocukluk arkadaşının hikayesini anlatıyor. Nora ve Hai Sung, birbirlerine derinden bağlı olan iki çocukluk arkadaşıdır. Ancak Nora’nın ailesinin Kore’den Kanada’ya göç etmesiyle Nora ve Hai birbirlerinden kopmak zorunda kalır. Birbirlerinden habersiz geçen 20 yılın ardından kader onları New York’ta yeniden bir araya getirir. Birlikte geçirdikleri bir hafta boyunca aşkları ve geçmişleriyle yüzleşirler.
‘Sessiz Gece’, oğlunun ölümünün sorumlularından intikam almak için suç dolu bir dünyaya adım atan acılı bir babanın hikayesini anlatıyor. Noel arifesinde kavgalı iki çete arasındaki çatışma, Brian Godlock'un oğlunun ölümüyle sonuçlanır. Kendisini dilsiz bırakan bir yaralanmanın ardından iyileşmeye çalışan Godlock, adaleti kendi elleriyle sağlamak, oğlunun ölümümün intikamını almak için harekete geçer.
Sosyal olarak yükselmeye hevesli sıradan bir kız olan Jeanne Vaubernier, içinde bulunduğu durumdan kurtulmak için kendine özgü çekiciliğini kullanır. Jeanne'nin sayesinde zenginleşen sevgilisi Count du Barry, onu Kral ile tanıştırmak ister ve Richelieu Dükü aracılığıyla bir toplantı organize eder. Ancak görüşme beklenenden bambaşka geçer ve XV. Louis ve Jeanne, birbirlerine ilk görüşte aşık olur. Kral, Jeanne sayesinde yaşamın zevkini yeniden keşfeder. Ancak çok geçmeden skandal patlar. Kimse sokaklardan gelen bir kadını sarayda istememektedir.
‘Becky'nin Gazabı’, hayatını yeniden kurmaya çalışırken evlerine gerçekleşen bir saldırı sonucu ortalığı kan gölüne çevirmeye karar veren genç bir kızın hikayesini anlatıyor. 16 yaşındaki Becky, iki yıl önce Neo-Nazilerin evlerine saldırması sonucu kimsesiz kalır. O zamandan beri Becky, yaşlı bir kadın olan Elane’nin bakımı altında hayatını yeniden kurmaya çalışır. Ancak onun hayatı, kendilerine Noble Men adını veren bir grubun evlerine girmesiyle yeniden alt üst olur. Evlerine saldıran grup, Becky’nin köpeğini kaçırır. Artık sevdiklerini ve kendisini korumak için her şeyi göze alan Becky, ortalığı kan gölüne çevirmeye kararlıdır.