Boris Vian'ın "Günlerin Köpüğü" adlı romanı, her şeyden önce özgünlüğüyle öne çıkar ve aşk temasını alışılmadık bir şekilde ele alır. Kitap, genç bir çiftin romantik aşkını ve onların yaşadığı trajediyi anlatır, ancak bu aşk hikayesi, gerçeküstü ve fantastik öğelerle doludur.
Vian, aşkı idealize edilmiş, neredeyse masalsı bir şekilde tasvir ederken, bu aşkın gerçeklikle karşılaştığında nasıl değişebileceğini ve zorluklarla nasıl bozulabileceğini de gösterir. Tüm hikaye aşkın yüceliği ve güzelliği ile hayatın acımasız ve trajik yönleri arasındaki kontrast üzerine kurulur.
"Günlerin Köpüğü"nde aşk, hem büyüleyici ve masalsı bir deneyim olarak hem de hayatın acımasız gerçeklikleriyle çelişen bir güç olarak karşımıza çıkar. Aslında bu çelişki, Vian'ın aşkı ele alış biçimi, onun yaratıcı ve yenilikçi yazım tarzının da bir örneğidir. Okurken hem çok eğleneceğiniz hem de hüzünleceğiniz bir aşk hikayesi sizi bekliyor!
“Çiçekçilerin asla demir parmaklıkları olmaz. Kimse çiçekleri çalmayı aklına getirmez.”
Günlerin Köpüğü, Boris Vian
Moderatör: deanspie