Hangi kolajen neye iyi geliyor, kolajen nasıl kullanılmalı?

Kalıcı Makyaj Uygulamaları, Kozmetik Markaları, Vücut Bakımı, Göğüs Sağlığı, Göğüs Bakımı, Cilt Bakımı, Saç Bakımı, Saç Rengi, Saç Renkleri, Saç Modelleri, El ve Ayak Bakımı, Makyajın Püf Noktaları, Parfüm, Parfüm Yorumları, Parfüm Önerileri, Lazer Epilasyon, İğneli Epilasyon, Bakımlı Kadın Portalı
Kullanıcı avatarı
nscckts
Site Admin
İfadeler: 41974
Mesajlar: 16794
Kayıt: 25 Ara 2022, 22:53
Konum: Gaziantep
Ruh hali:
Teşekkür etti: 2173 kez
Teşekkür edildi: 7748 kez
Burç:
İletişim:

Hangi kolajen neye iyi geliyor, kolajen nasıl kullanılmalı?

#1

Okunmamış mesaj gönderen nscckts »

Yaş alma, sigara ve alkol, vücuttaki oksijen azlığı, beslenme yetersizlikleri ile güneş ve diğer dış etkenler nedeniyle 20’li yaşların ortalarından itibaren vücutta kolajen sentezi her yıl yaklaşık yüzde 1 oranında azalıyor. Bu durum, 50’li yaşlara gelindiğinde vücuttaki kolajenin yaklaşık yarısını kaybettiğimizi gösteriyor. Kolajen kaybı sonucunda da deri esnekliğini, parlaklığını ve yumuşaklığını kaybediyor, donuklaşıyor, kırışıyor ve kahverengi lekelerle başka renk değişiklikleri oluşuyor. Bunlarla savaşmak isteyenler de kolajen desteğine başvuruyor. Ama birçok kişi ‘Balık kolajeni mi, sığır kolajeni mi kullanmalıyım?


Yaşlanma ve diğer nedenlerden ötürü kolajen sentezinin azalmasıyla bağ doku ve kıkırdaklar esnekliğini kaybediyor ve osteoporoz başta olmak üzere çeşitli rahatsızlıklar meydana geliyor.

Kolajen desteği almak, sağlık için büyük önem taşıyor. Kolajen büyük molekül ağırlıklı bir protein ve hayvanların yenilmeyen kısımlarında (deri, kıkırdak gibi) bol miktarda bulunuyor. Saflaştırılma ve işlenme teknolojisinin kalitesi, kolajenin yararını belirliyor. İyi koşullarda üretilmiş kolajenlerin kaynağı aynı olsa bile etkinliklerinde farklılıklar bulunuyor. En çok tercih edilen kolajen tipleri ise balık kolajeni ve sığır kolajeni... Bu iki kolajen maddesi, vücut sağlığımız için önemli olsa da ikisinin de işlevsel olarak farklılıkları bulunuyor. İşte bu iki kolajen kaynağının özellikleri…



Sığır kolajeni


Hayvansal kemik ve kıkırdaktan üretilen sığır kolajeni, yine kemik ve kıkırdak iyileşmeleri için kullanılıyor. Tip 1 ve Tip 3 kolajeni içeriyor. Dolayısıyla sığır kolajeninde vücudumuzun en çok ürettiği tipler bulunuyor. Sığır kolajeninde hangi hayvanın ürüne kaynaklık ettiği de oldukça önemli. Temiz ve sağlıklı koşullarda beslenmiş olması; kolajenin vücuda etkisinde önem teşkil ediyor. Sığır ve inek eti, tavuk, geyik, keçi ve öküz eti; özellikle hayvanın kemikleri, derisi ve sakatat bölgesinde bolca kolajen bulunuyor.

Balık kolajeni
Balık kolajeni, en çok kullanılan kolajen olması dolayısıyla listenin en üst sırasında yer alıyor. Deniz canlılarından elde edilen balık kolajeni, kolay emilimi sayesinde cildin kısa sürede kolajen eksiğini kapatıyor. Sığır kolajenine göre daha hızlı bir cilt emilimi sağlayarak onarım işlemine hemen başlıyor. Etkisini kısa süre içerisinde gösteriyor. Ancak balık kolajeni kullanırken dikkat edilmesi gereken bir nokta var: Kolajenin elde edildiği balığın ağır metallerden arınmış olması. Balığın pek tüketilmeyen başı, gözbebekleri ve pulları kolajen bakımından en yüksek kısımlarıdır.

Kolajenle ilgili bilmeniz gerekenler…
Vücut kendini onarım ve yenileme işlemlerini gece uykusu sırasında daha fazla yapıyor. Bu nedenle kolajeni gece yatmadan önce kullanmak daha faydalı oluyor.
Vücudumuzdaki kolajen miktarı 25 yaş sonrasında artan bir grafikle azalıyor. Bu bakımdan, alınması gereken kolajen miktarının yaş ile doğru orantıda olduğu söylenebilir. Fayda görmek için günlük en az 2 bin 500 mg olmak üzere, önerilen doz 2 bin 500 mg ile 10 bin mg arasında değişebiliyor.
Her bir kolajen tipinin kendine özgü bir yararı var. Cilt, kemik, tendon, diş, kas ve damar yapısının desteklenmesi için Tip 1 ve Tip 3 kolajene ihtiyaç duyulurken, eklem sağlığı için Tip 2 kolajen doğru seçim oluyor.
C vitamini olmadan vücudumuz kolajen üretemez. Bu nedenle kolajenle birlikte C vitamini kullanılması gerekiyor.
Kolajen desteklerinin sıvı ya da toz formda olması ile içeriğindeki kolajen peptit miktarı ilişkili değil. Her iki formda da vücudun kullanabileceği düşük veya yüksek miktarda kolajen peptit bulunabiliyor.
Kolajen takviyesinin etkileri dördüncü haftada ortaya çıkmaya başlıyor. Optimum fayda için en az 8-12 hafta kullanmak gerekli. Üç aylık kullanımdan sonra üç ay ara vererek senede iki kez kürler halinde kullanılmaya devam edilebilir.
2 Resim


Her insan yapmadığı tüm iyiliklerden sorumludur.

Kullanıcı avatarı
Ametist
Moderatör
İfadeler: 12286
Mesajlar: 4120
Kayıt: 08 Oca 2023, 12:53
Ruh hali:
Teşekkür etti: 2488 kez
Teşekkür edildi: 2448 kez
Burç:

Re: Hangi kolajen neye iyi geliyor, kolajen nasıl kullanılmalı?

#2

Okunmamış mesaj gönderen Ametist »

nscckts yazdı:
10 Kas 2023, 10:07
Yaş alma, sigara ve alkol, vücuttaki oksijen azlığı, beslenme yetersizlikleri ile güneş ve diğer dış etkenler nedeniyle 20’li yaşların ortalarından itibaren vücutta kolajen sentezi her yıl yaklaşık yüzde 1 oranında azalıyor. Bu durum, 50’li yaşlara gelindiğinde vücuttaki kolajenin yaklaşık yarısını kaybettiğimizi gösteriyor. Kolajen kaybı sonucunda da deri esnekliğini, parlaklığını ve yumuşaklığını kaybediyor, donuklaşıyor, kırışıyor ve kahverengi lekelerle başka renk değişiklikleri oluşuyor. Bunlarla savaşmak isteyenler de kolajen desteğine başvuruyor. Ama birçok kişi ‘Balık kolajeni mi, sığır kolajeni mi kullanmalıyım?


Yaşlanma ve diğer nedenlerden ötürü kolajen sentezinin azalmasıyla bağ doku ve kıkırdaklar esnekliğini kaybediyor ve osteoporoz başta olmak üzere çeşitli rahatsızlıklar meydana geliyor.

Kolajen desteği almak, sağlık için büyük önem taşıyor. Kolajen büyük molekül ağırlıklı bir protein ve hayvanların yenilmeyen kısımlarında (deri, kıkırdak gibi) bol miktarda bulunuyor. Saflaştırılma ve işlenme teknolojisinin kalitesi, kolajenin yararını belirliyor. İyi koşullarda üretilmiş kolajenlerin kaynağı aynı olsa bile etkinliklerinde farklılıklar bulunuyor. En çok tercih edilen kolajen tipleri ise balık kolajeni ve sığır kolajeni... Bu iki kolajen maddesi, vücut sağlığımız için önemli olsa da ikisinin de işlevsel olarak farklılıkları bulunuyor. İşte bu iki kolajen kaynağının özellikleri…



Sığır kolajeni


Hayvansal kemik ve kıkırdaktan üretilen sığır kolajeni, yine kemik ve kıkırdak iyileşmeleri için kullanılıyor. Tip 1 ve Tip 3 kolajeni içeriyor. Dolayısıyla sığır kolajeninde vücudumuzun en çok ürettiği tipler bulunuyor. Sığır kolajeninde hangi hayvanın ürüne kaynaklık ettiği de oldukça önemli. Temiz ve sağlıklı koşullarda beslenmiş olması; kolajenin vücuda etkisinde önem teşkil ediyor. Sığır ve inek eti, tavuk, geyik, keçi ve öküz eti; özellikle hayvanın kemikleri, derisi ve sakatat bölgesinde bolca kolajen bulunuyor.

Balık kolajeni
Balık kolajeni, en çok kullanılan kolajen olması dolayısıyla listenin en üst sırasında yer alıyor. Deniz canlılarından elde edilen balık kolajeni, kolay emilimi sayesinde cildin kısa sürede kolajen eksiğini kapatıyor. Sığır kolajenine göre daha hızlı bir cilt emilimi sağlayarak onarım işlemine hemen başlıyor. Etkisini kısa süre içerisinde gösteriyor. Ancak balık kolajeni kullanırken dikkat edilmesi gereken bir nokta var: Kolajenin elde edildiği balığın ağır metallerden arınmış olması. Balığın pek tüketilmeyen başı, gözbebekleri ve pulları kolajen bakımından en yüksek kısımlarıdır.

Kolajenle ilgili bilmeniz gerekenler…
Vücut kendini onarım ve yenileme işlemlerini gece uykusu sırasında daha fazla yapıyor. Bu nedenle kolajeni gece yatmadan önce kullanmak daha faydalı oluyor.
Vücudumuzdaki kolajen miktarı 25 yaş sonrasında artan bir grafikle azalıyor. Bu bakımdan, alınması gereken kolajen miktarının yaş ile doğru orantıda olduğu söylenebilir. Fayda görmek için günlük en az 2 bin 500 mg olmak üzere, önerilen doz 2 bin 500 mg ile 10 bin mg arasında değişebiliyor.
Her bir kolajen tipinin kendine özgü bir yararı var. Cilt, kemik, tendon, diş, kas ve damar yapısının desteklenmesi için Tip 1 ve Tip 3 kolajene ihtiyaç duyulurken, eklem sağlığı için Tip 2 kolajen doğru seçim oluyor.
C vitamini olmadan vücudumuz kolajen üretemez. Bu nedenle kolajenle birlikte C vitamini kullanılması gerekiyor.
Kolajen desteklerinin sıvı ya da toz formda olması ile içeriğindeki kolajen peptit miktarı ilişkili değil. Her iki formda da vücudun kullanabileceği düşük veya yüksek miktarda kolajen peptit bulunabiliyor.
Kolajen takviyesinin etkileri dördüncü haftada ortaya çıkmaya başlıyor. Optimum fayda için en az 8-12 hafta kullanmak gerekli. Üç aylık kullanımdan sonra üç ay ara vererek senede iki kez kürler halinde kullanılmaya devam edilebilir.
Güzel bilgilendirmen için teşekkürler.

Başarılı kolajen markalarına örnek ürünlerde tavsiye edebilir misin canım.
Ya da cilt için etkili olanlar ya da eklemler için faydalı olanlar gibi.
2 Resim


Kader, gayrete aşıktır❤️

Kullanıcı avatarı
nscckts
Site Admin
İfadeler: 41974
Mesajlar: 16794
Kayıt: 25 Ara 2022, 22:53
Konum: Gaziantep
Ruh hali:
Teşekkür etti: 2173 kez
Teşekkür edildi: 7748 kez
Burç:
İletişim:

Re: Hangi kolajen neye iyi geliyor, kolajen nasıl kullanılmalı?

#3

Okunmamış mesaj gönderen nscckts »

Ametist yazdı:
10 Kas 2023, 23:10
nscckts yazdı:
10 Kas 2023, 10:07
Yaş alma, sigara ve alkol, vücuttaki oksijen azlığı, beslenme yetersizlikleri ile güneş ve diğer dış etkenler nedeniyle 20’li yaşların ortalarından itibaren vücutta kolajen sentezi her yıl yaklaşık yüzde 1 oranında azalıyor. Bu durum, 50’li yaşlara gelindiğinde vücuttaki kolajenin yaklaşık yarısını kaybettiğimizi gösteriyor. Kolajen kaybı sonucunda da deri esnekliğini, parlaklığını ve yumuşaklığını kaybediyor, donuklaşıyor, kırışıyor ve kahverengi lekelerle başka renk değişiklikleri oluşuyor. Bunlarla savaşmak isteyenler de kolajen desteğine başvuruyor. Ama birçok kişi ‘Balık kolajeni mi, sığır kolajeni mi kullanmalıyım?


Yaşlanma ve diğer nedenlerden ötürü kolajen sentezinin azalmasıyla bağ doku ve kıkırdaklar esnekliğini kaybediyor ve osteoporoz başta olmak üzere çeşitli rahatsızlıklar meydana geliyor.

Kolajen desteği almak, sağlık için büyük önem taşıyor. Kolajen büyük molekül ağırlıklı bir protein ve hayvanların yenilmeyen kısımlarında (deri, kıkırdak gibi) bol miktarda bulunuyor. Saflaştırılma ve işlenme teknolojisinin kalitesi, kolajenin yararını belirliyor. İyi koşullarda üretilmiş kolajenlerin kaynağı aynı olsa bile etkinliklerinde farklılıklar bulunuyor. En çok tercih edilen kolajen tipleri ise balık kolajeni ve sığır kolajeni... Bu iki kolajen maddesi, vücut sağlığımız için önemli olsa da ikisinin de işlevsel olarak farklılıkları bulunuyor. İşte bu iki kolajen kaynağının özellikleri…



Sığır kolajeni


Hayvansal kemik ve kıkırdaktan üretilen sığır kolajeni, yine kemik ve kıkırdak iyileşmeleri için kullanılıyor. Tip 1 ve Tip 3 kolajeni içeriyor. Dolayısıyla sığır kolajeninde vücudumuzun en çok ürettiği tipler bulunuyor. Sığır kolajeninde hangi hayvanın ürüne kaynaklık ettiği de oldukça önemli. Temiz ve sağlıklı koşullarda beslenmiş olması; kolajenin vücuda etkisinde önem teşkil ediyor. Sığır ve inek eti, tavuk, geyik, keçi ve öküz eti; özellikle hayvanın kemikleri, derisi ve sakatat bölgesinde bolca kolajen bulunuyor.

Balık kolajeni
Balık kolajeni, en çok kullanılan kolajen olması dolayısıyla listenin en üst sırasında yer alıyor. Deniz canlılarından elde edilen balık kolajeni, kolay emilimi sayesinde cildin kısa sürede kolajen eksiğini kapatıyor. Sığır kolajenine göre daha hızlı bir cilt emilimi sağlayarak onarım işlemine hemen başlıyor. Etkisini kısa süre içerisinde gösteriyor. Ancak balık kolajeni kullanırken dikkat edilmesi gereken bir nokta var: Kolajenin elde edildiği balığın ağır metallerden arınmış olması. Balığın pek tüketilmeyen başı, gözbebekleri ve pulları kolajen bakımından en yüksek kısımlarıdır.

Kolajenle ilgili bilmeniz gerekenler…
Vücut kendini onarım ve yenileme işlemlerini gece uykusu sırasında daha fazla yapıyor. Bu nedenle kolajeni gece yatmadan önce kullanmak daha faydalı oluyor.
Vücudumuzdaki kolajen miktarı 25 yaş sonrasında artan bir grafikle azalıyor. Bu bakımdan, alınması gereken kolajen miktarının yaş ile doğru orantıda olduğu söylenebilir. Fayda görmek için günlük en az 2 bin 500 mg olmak üzere, önerilen doz 2 bin 500 mg ile 10 bin mg arasında değişebiliyor.
Her bir kolajen tipinin kendine özgü bir yararı var. Cilt, kemik, tendon, diş, kas ve damar yapısının desteklenmesi için Tip 1 ve Tip 3 kolajene ihtiyaç duyulurken, eklem sağlığı için Tip 2 kolajen doğru seçim oluyor.
C vitamini olmadan vücudumuz kolajen üretemez. Bu nedenle kolajenle birlikte C vitamini kullanılması gerekiyor.
Kolajen desteklerinin sıvı ya da toz formda olması ile içeriğindeki kolajen peptit miktarı ilişkili değil. Her iki formda da vücudun kullanabileceği düşük veya yüksek miktarda kolajen peptit bulunabiliyor.
Kolajen takviyesinin etkileri dördüncü haftada ortaya çıkmaya başlıyor. Optimum fayda için en az 8-12 hafta kullanmak gerekli. Üç aylık kullanımdan sonra üç ay ara vererek senede iki kez kürler halinde kullanılmaya devam edilebilir.
Güzel bilgilendirmen için teşekkürler.

Başarılı kolajen markalarına örnek ürünlerde tavsiye edebilir misin canım.
Ya da cilt için etkili olanlar ya da eklemler için faydalı olanlar gibi.
rica ederim :ask:

piyasada benim bildiğim eeeen iyisi bu canım içinde her şey var tadı güzel şeker aroma yok en sağlıklısı
https://www.collagenliftparis.com.tr/co ... 7ad33d32b2


eczanede satılanlar dışında kolajen kullanmamak gerek o marketlerde falan satılan ben şahsen cesaret edemem

woonka , suda kolajen ve kiperde ulaşılabilir fiyatıyla ve içeriğiyle iyi
2 Resim


Her insan yapmadığı tüm iyiliklerden sorumludur.

Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj