Masseter Botoks ve Stres Arasındaki İlişki

[nscckts]

Birçoğumuz stresli olduğumuz durumlarda çene kaslarımızı farkına bile varmadan sıkma eğilimdeyizdir. Özellikle de uyku sırasında çokça karşılaştığımız diş gıcırdatma ve çene sıkma gibi stres belirtilerinin ardından baş ağrısı, vücut gerginliği ve kas ağrısı gibi olumsuz sağlık sorunları yaşıyorsanız masseter botoks aradığınız çözüm olabilir.

Çene botoksu olarak da adlandırılan masseter botoks, alnımızda geniş bir şekilde başlayan ve elmacık kemiklerimizin altındaki çenemize kadar uzanan masseter kaslarının gerilmesinden kaynaklanan diş gıcırdatma, sıkma, çene ağrısı ve baş ağrısı gibi çeşitli durumların tedavisinde kullanılır. Öte yandan masseter botoks işlemi çene kaslarının boyutunu küçültebildiğinden yüzün incelmesi gibi kozmetik amaçlarla da tercih ediliyor. Çene cerrahlarına göre dişlerimizi sıktığımızda masseter çene kası genişler ve genişleyen kas ağrımaya başlayarak baş ağrısına sebep olur. Çene kasına uygulanan botoks kas reseptörlerine bağlanarak çalışır, böylece sinirden gelen elektrik uyarısının kaslara iletilmesi engellenir. Bu sayede çene kası sert kasılma yeteneğini kaybeder ve eskisi kadar dişlerinizi gıcırdatıp çenenizi sıkamazsınız.

Bazı hastalar çene botoksunun sadece fiziksel olarak etki etmesinin aksine zihinlerinin de daha çok sakinleştiğini ve diş sıkma ile stres seviyeleri arasında bilinçsiz bir bağlantı olduğunu fark ettiklerini söylüyor. Uzmanlar ise kaygı bozukluğunu yenmek için botoks uygulamasının tek başına yetersiz olduğu ancak çene kasına yapılan küçük dalgalanmaların zamanla bir iyileşme dalgasını tetikleyebileceğini belirtiyor. Çünkü evrimsel bir perspektiften bakıldığında, beynimiz, algılanan tehditler karşısında hayatta kalmayı garantilemek için savaş-kaç-donma tepkisi gibi karmaşık mekanizmalar geliştirmiştir. Çene sıkma da bu mekanizmalardan biri olarak stresle başa çıkmanın bir yolu olarak ilişkilendirilir. Uzmanlara göre orijinal kaynağına değinmeden yalnızca bir kaygı belirtisine karşı koyarsanız, kaygının veya ilgili semptomların fiziksel veya psikolojik biçimde yeniden ortaya çıkma şansı her zaman olabilir.